1910 ile 1920 arasındaki on yıl boyunca cazın tohumları kök salmaya başladı. New Orleans, canlı ve renkli liman şehri ragtime dayanıyordu, bir dizi tomurcuklanan müzisyene ve yeni bir tarza ev sahipliği yapıyordu.
Louis Armstrong
1913'te Louis Armstrong, bir çocuk suçluluğu evinde yaşamak üzere gönderildi ve orada kornet çalmayı öğrendi. Sadece beş yıl sonra, grup lideri Kid Ory, yıldız kornet oyuncusu Joe “King” Oliver'ı Chicago'da daha kazançlı arayışlara kaptırdı. Ory, Armstrong'u işe aldı ve müziğin gidişatını değiştirecek bir yeteneğin ortaya çıkmasına yardımcı oldu.
O zamanlar New Orleans'taki eski kölelerin büyük nüfusu sayesinde, blues şehrin müzisyenlerinin çoğunun aklındaydı. W.C. gibi besteciler Handy, sesin ünlü olmasına yardımcı oldu, ancak bunu yeniden yapılandırmadan ve iyileştirmeden önce değil.
Bu zamanlar, blues'un normal 12 bar formunu benimsediği ve bandoların blues'u dans eden dansçılara çaldığı zamandı. Handy'nin "St. Louis Blues” popüler bir hit oldu ve Louis Armstrong daha sonra en iyi bilinen yorumlarından birini seslendirdi.
Stride Piyanosunun Önemi
Standart bir blues formuyla birlikte, bu on yıl stride piyanonun önemini gördü. Ritmik konsepti ragtime ile başladı ve kısa sürede tüm ülkeye yayıldı. En ünlüsü, Scott Joplin ve James P. Johnson'a göre, adım tarzı New York'ta sıkı bir şekilde tutundu ve sonraki on yılın Harlem Rönesansı sırasında cazda daha fazla gelişmeye yol açtı.
İlk Caz Kaydı
İlk caz kaydı 1917'de yapıldı. Kornetçi Nick LaRocca liderliğindeki Orijinal Dixieland Jazz Band, “Livery Stable Blues”u kaydetti. Müzik düşünülmüyor zamanın en özgün ya da en iyi icra edilen cazıydı, ama bir hit oldu ve cazı doğuran fitili ateşledi çılgınlık
Zamanının en iyi müzisyenlerinden biri olarak kabul edilen trompetçi Freddy Keppard'a 1915 yılında kayıt yapma fırsatı verildi. Teklifi reddetti çünkü çaldığı bir kayıt yayılırsa müzisyenlerin tarzını çalabileceğinden korkuyordu.
Önemli Doğumlar:
- 1917 - Thelonious Monk ve baş dönmesi
- 1918 – Ella Fitzgerald
- 1919 – Sanat Blakey